Biyomoleküller

Biyolojik dokularda yapıcı, onarıcı, düzenleyici ve enerji verici olarak kullanılan her türlü kimyasal madde besin maddesi olarak tanımlanır. Biyomoleküller, genel olarak karbon, hidrojen, azot ve oksijen içeren organik bileşiklerden örülü yapılardır. Başka elementlerin de bu bileşiklere katıldığı gözlense de, bunlar nadiren görülür.

Proteinler

Proteinler doğal polimerlerdir ve proteinlerin en küçük yapı taşları (monomeri) aminoasitlerdir. Aminoasitlerin birleşerek proteinleri oluşturması kondenzasyon tepkimesi ile meydana gelir. İki aminoasit molekülünden birinin amino grubu ile diğerinin karboksil grubu etkileşir. Amino grubundan hidrojen, karboksil grubundan hidroksil ayrılarak suyu oluşturur. Sonrasında karbon ve azot atomları arasında peptit bağı oluşur. İki amino asitin birleşmesi ile oluşan yapıya dipeptit(dimer), üç tane aminoasitten oluşan yapıya tripeptit,çok sayıda aminoasitten oluşan yapıya ise polipeptit adı verilir. Doğal olarak var olan proteinler toplamda 20 çeşit aminoasitin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Proteinler gerektiğinde su ile tepkimeye girerek aminoasitlere ayrıştırılabilir. Bu tepkimeye hidroliz tepkimesi, büyük moleküllerin su molekülü etkisi ile parçalanmasına hidroliz denir. Her proteinin aminoasit dizilimi kendine özgüdür. Bir aminoasidin sıralamadaki yerinin değişmesi dahi proteinin yapısının değişmesine neden olur. Bu nedenle proteinleri oluşturan aminoasitlerin dizilişleri, aminoasit zincirlerinin şekilleri ve bunlara bağlı olarak proteinin üç boyutlu şekli tanımlanmaktadır. Buna göre bir proteinin yapısı birincil, ikincil, üçüncül ve dördüncü yapı ile tanımlanır.

Proteinlerin Yapıları

Karbonhidratlar

Karbonhidratlar aldehit ya da keton grubu taşıyan polialkollerdir. Monosakkarit,disakkarit ve polisakkaritler olmak üzere üç sınıf ayrılırlar.

Yapay Tatlandırıcılar ve İnsan Sağlığı

Günlük hayatta kullandığımız ve besin kaynaklı şekerler önemli ölçüde enerji içerdiklerinden aşırı tüketimleri sağlığa zararlıdır. En büyük etkileri ise aşırı tüketimleri sağlığa zararlıdır. En büyük etkileri ise aşırı kilo alınmasına neden olmalarıdır. Yine özellikle şeker hastaları besin kaynaklı şekerleri tüketemezler. Bu nedenle şeker ile aynı tadı verecek kimyasal maddeler kullanma ihtiyacı hissederler. Yapay tatlandırıcılar besin kaynaklı olmayan ve çoğunlukla sıfır enerji veren kimyasallardır. Tatları şeker gibidir. Hatta tatlandırıcıkları çoğunlukla doğal kaynaklı şekerlerden çok daha fazladır. Aspartam, siklamat ve sakkarin yapay tatlandırıcılardan sadece birkaç tane örnektir. Bunlar gibi onlarca tatlandırıcı vardır. Yapay tatlandırıcıların insan sağlığı üzerindeki etkileri üzerinde çok fazla bilgi olmasa da bazılarının oldukça zararlı etkileri tespit edilerek gıda maddelerinde kullanımı yasaklanmıştır. Kimyasal olarak elde edilen tatlandırıcıların kanser, alerji, baş ağrısı ve iştah artırıcı gibi etkilere neden oldukları düşünülmektedir.

Exit mobile version