
Bebeklik koliği, bebeklerin %10 – %30’unda görülen, genellikle akşam saatlerinde nedeni açıklanamamış, yüksek sesle ve susturulamayan ağlama ile meydana gelen karakterize tablodur. Bu tabloya; bacakları karına çekme, yumruk sıkma, yüzde kızarma, karında şişlik ve en sonunda da gaz çıkarma gibi bulgular eşlik eder. Çoğu hekim tamamen sağlıklı bir bebekte günün belli saatlerinde tekrarlayan ve susturulamayan uzun süreli ağlamayı ‘’kolik’’ olarak tanımlar.
Normal ağlama, yaşamın ikinci ayında “peak” yapar, yani en yüksek düzeye ulaşır, sonrasında ise giderek azalır. Normal ağlayan bebekler akşam saatlerinde daha yoğun ağlarlar. Ağlamanın kendine göre bir ritmi vardır. Sağlıklı bebeklerin bir kısmı, yaklaşık olarak 5’te biri, yaşamın ilk 4 ayında açıklanamayan bir nedenden dolayı uzun süreli ağlar.
Koliğin şimdiye kadar da nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır.
Huysuz çocuk, gergin ebeveyn ilişkisi ya da anne-baba çocuk ilişkisinin düzgün kurulamaması sonucu ortaya çıkan davranışsal bir problem olabilir.
Kolikte olgunlaşmamış sindirim ve sinir sistemi teorilerinden bahsedilir.
Sindirim siteminde laktoz intoleransı, ya da ön sütün aşırı alınması, sindirim sisteminin kaslarının aşırı kasılması, inek sütü alerjisi bağırsak florasındaki değişiklikler söz konusu edilmiştir. Laktoz intoleransı kolik sebebi olarak suçlanan bir tablodur. Her ne kadar kanıtlanmasa da bebeklerde göreceli olarak laktaz enzimi, yani süt içerisindeki laktoz şekerini sindiren enzimin eksikliği nedeniyle bebek koliği gelişebilir. Bu şekilde bağırsaklarda sindirilmemiş şekerlerden dolayı gaz oluşur. Anne sütü alan bebeklerle, biberon maması alan bebeklerde kolik sıklığı arasında farklılık yoktur.
Anne sütünün kesilmesi hiçbir zaman önerilmez. Mama alan bebeklerde laktozu azaltılmış mamalar kullanılabilir. Anne sütü alan bebeklerde de laktaz enzimi içeren damlalarla bebeğe yardımcı olunabilir.
Koliğin altında yatan sebep eğer besin alerjisi ise kolik tedavi edilebilir. Koliğin, alerjinin ilk belirtisi olduğuna dair veriler vardır. Olguların bir kısmında kolik, inek sütü alerjisiyle ilişkilendirilmiştir. Biberon mamasıyla beslenen bazı kolikli bebeklerde alerjen özelliği azaltılmış mamalar kullanılması yararlı olmaktadır.
Anne sütüyle beslenen bazı kolikli bebeklerde annenin diyetinden süt ve süt ürünlerinin çıkarılmasının da kolik tedavisinde yararlı olduğu görülmüştür.
Sadece anne sütü alan kolikli bebeklerde, annenin beslenmesinden inek sütü, yumurta, fındık, fıstık, ceviz gibi kuruyemişler, buğday, soya, susam ve deniz ürünlerinin çıkarılması yararlı olabilir. Ancak bu diyet değişikliği şiddetli olgular dışında önerilmez. Çünkü süt kalitesinde azalmaya ve annenin beslenmesinin bozulmasına yol açabilir.
Koliğin bir diğer sebebi de emzirme tekniğindeki hatalar ve bebeğin aşırı ön süt alması olarak bildirilmiştir. Memedeki süt tam bitmeden diğer memenin emzirilmeye geçilmesiyle bebeğin sürekli olarak ön süte maruz kalması, yani ön sütteki yüksek laktoz içeriğine maruz kalması suçlanır. Bu yüzden bir meme tam bitirilmeden, emzirilmesi diğer memeye geçilmemesi önerilir.
Çok sık emzirme ve arada gazının çıkarılmadan emzirilmeye devam edilmesi, bebeğin hava yutmasına ve havayı çıkaramamasına yol açar. Emzirmeye ara verilerek uygun şekilde gazının çıkarılmasıyla bir miktar kolik engellenebilir.