Zedelenen kısmını döküp kendi kendini tamir eden bir yağmurluk düşünün. Böyle bir malzeme ortaya çıkarmak için bilim insanları doğadan ilham aldılar. American Chemical Society (Amerikan Kimya Topluluğu) dergisi Langmuir’de, su altında hasar gören kısmını yılanın derisi gibi atıp kendini onaran hidrofobik(su itici) bir materyal tanıtıldı.
Lotus yaprakları, su böcekleri ve doğadaki diğer süperhidrofobik örnekler, bilim adamlarına, hidrofobik mimarileri geliştirmek üzere taklit etmek için ilham kaynağı oldu.
Hidrofobik Yapılara İyi Bir Örnek
Süperhidrofobik yüzeyler, yağmur damlası, tıbbi aletler ve kendini temizleyen araba camları teknolojileri dahil bir dizi uygulamada yararlı olabilir. Fakat şu ana kadar yapılan hidrofobik özellikli nano-yapıların çoğu makaslanmaya duyarlıdır ve özellikle keskin nesnelerle çizilme ile kolayca hasar görürler. Bu hasar sonucunda ise hidrofobik özelliğini yitirebilirler. Bu eksikliği gidermek için, Almanya Freiburg Üniversitesinden Jürgen Rühe ve ekibi, yılan ve kertenkele derilerini inceleyerek doğadan potansiyel bir çözüm buldular. Bu yaklaşımda, hasar görmüş tabaka bir yılan derisi gibi davranmaktadır.
Araştırmacılar, materyali üç tabakada istifledi: En üst tabakada poli-1H,1H,2H,2H-perflorodesil akrilat(PFA) yani nanocam ile üretilen hidrofobik bir film, ortada suda çözülebilir polimer ve en altta süperhidrofobik silikon nanocam film. Nanocam, düz üst üste yapışan küçük iğne benzeri projeksiyonlardan oluşur. Ekip kaplamayı çizip malzemeyi suyun içine batırdığında çizikten sızan su polimeri çözdü. Üst tabaka daha sonra tüy dökmüş cilt gibi soyularak alttaki hidrofobik filmi açığa çıkardı ve kısa bir yıkama işleminden sonra süperhidrofobisite kolaylıkla eski haline geldi.
Araştırmacılar, üst tabakayı güçlendirmek için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Ne kadar daha gelişim aşamasında olsa da bu çalışma, kendi kendini temizleme ve hidrofobik malzemeler konusunda yeni bir yaklaşım önerdiğini oldu.
Materyalin nasıl çalıştığını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.